21 Kasım 2007 Çarşamba

Yaşamadan önce ölmek

Yaşamadan önce ölmek
Yaşamayı nasıl açıklardınız? Nefes almak mı? yoksa bir bardak su içmek mi yoksa bu yazıyı okurken harcadığınız zaman mı? Bu kadar basit olacağını sanmıyorum. Bir çok şey gibi bunlarda yapılan günlük şeyler. Ne yaşamak bu kadar basit nede onu anlatmak.
Benim burada yazdıklarımın hiçbiri gerçekte ne hissettiğimi yansıtmamasına rağmen yinede yazıyorum. Belki biri bunları ben yazmadan önce anlayıp sonra okur diye.
Yaşamayı açıklamak gerekirse ölmeden önce geçirilen zaman olamaz. Ama belki ölmeden önce geçirdiğimiz zamanda yaptıklarımız olabilir. Sadece konuşmak, yürümek veya düşünmekten öteye gidemeyen biri ancak yaşıyorum der. Gerçekten yaşadığını bilen biri ise yaşadım diyebilirim. Yaşam 70 yıl ile bitmeyecek kadar değerlidir. ve maalesef biz bunu 10 yılda bitirebilecek bir potansiyede sahibiz.
Yaşamak ölmeden önce arkanıza baktığınızda sizi takip eden ve sizin açtığınız kapılardan geçen birilerini görmeniz ve sizin için açılan son kapıdan gülümseyerek geçmektir. Arkanızdan gelenler ise sizin bıraktığınız yoldan arkalarındakilere yol göstermek içn yeni kapılar açacağını biliyorsunuz. Belki bu halkayı sizin başlattığınızı başkaları unutacak ama siz unutmayacaksınız. İşte yaşama hissi böyle birşey...
Siz sonsuzluğa uzanan merdivende ilk adımı atın. Sizi takip eden nice kişiler olacak. Tabi ilk adımı atmak için bir çok şeyden vazgeçmeyi göze alabiliyorsanız.

Hiç yorum yok: